yapabilmek

yapabilmek

ылъэкIын, влъэкIы

Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. . 1991.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Смотреть что такое "yapabilmek" в других словарях:

  • elinden gelmek — yapabilmek Nesir az çok benim de elimden geldiği için midir nedir kabul edemiyorum şiirden güç olduğunu. N. Ataç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • abdest — is., din b., Far. āb + dest 1) Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma 2) İdrar ve dışkı yapma Küçük abdest. Büyük abdest. Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alışmak — e 1) Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım. E. İ. Benice 2) Yadırgamaz duruma gelmek Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak. 3) Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek Bu mesleğe alışmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çift çubuk — is., ğu 1) Çiftçilik yapabilmek için gereken her türlü araç Kendi taksiratı haricinde parası çoğalınca çiftini çubuğunu bıraktı. Ö. Seyfettin 2) Mal mülk, para edebilecek bütün varlıklar Çiftini çubuğunu satarak İstanbul a gelip kızına kavuşan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • devirmek — i 1) Ayakta veya dik duran bir şeyi düşürmek, yatay duruma getirmek Ağacı devirmek. Masayı devirmek. 2) mec. Bir yönetim organının veya başkanının yönetim gücünü zorla elinden almak Başkanı devirmek. 3) mec. Bütünüyle içmek Birinci, ikinci ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • konuşmak — nsz 1) Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak Çocuk daha konuşamıyor. 2) i, den Belli bir konudan söz etmek Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı. H. E. Adıvar 3) nsz, le Bir konuda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • logaritma — is., mat., Fr. logarithme Büyük çarpmaları, bölmeleri, kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol; biri geometrik, öbürü aritmetik olarak kurulan iki sayı dizisinden aritmetik olanın her sayısı, karşılaştığı geometrik sayının… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mülakat — is., Ar. mulāḳāt 1) Buluşma, görüşme Mülakattan sonra da kendilerinin avdetine müsaade etmemek lüzumu bence tabii idi. Atatürk 2) Röportaj 3) Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yeterlik fiili — is., dbl. Olumlusu, herhangi bir fiilin e li zarf fiili ve bilmek fiil kökünün birleşmesiyle ortaya çıkan ve yeterlik kavramı veren, olumsuzu ise herhangi bir fiilin e zarf fiil eki ile me olumsuzluk ekinin birleşmesiyle oluşan ve yetersizlik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yetişmek — e 1) Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti. Ö. Seyfettin 2) Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak Bu giysi yarına yetişmeli. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • abdest almak — 1) Müslümanlar, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh ederek arınmak 2) boy abdesti almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»